Talep dalgalanmaları şirketlerin stok ve tedarik zinciri yönetimlerini sınayan en temel parametrelerin başında gelir. Piyasada oluşan son kullanıcının yarattığı talep dalgalanmaları silsile yoluyla perakende mağazalardan distribütörlere, oradan da üreticilere ve hatta hammadde üreticilerine kadar büyüyerek tesir eder. Literatürde kamçı etkisi (Bullwhip Effect) olarak adlandırılan bu model, talep krizlerinin üreticiler üzerindeki stok yükü ve buna bağlı finansman maliyetlerinin ya da talebin karşılanmaması oluşan müşteri memnuniyetsizliklerinin sebebini talep dalgalanmasının tedarik zinciri boyunca büyüyerek ilerlemesi ile açıklar.
2020 ile Gelen Sorunlar
Covid 19 salgının yarattığı talep dalgalanması tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de birçok şirketin tedarik zinciri yönetim strateji ve metodolojilerini yeniden gözden geçirmesi gerekliliğini ortaya çıkarttı. Talep dalgalanmasının ve salgın sebebiyle yaşanan işgücü kayıpları, kapanma zorunlulukları gibi etkilerle ortaya çıkan, sonrasında beyaz eşya sektöründeki %50’lerin üzerindeki talep artışı, tekstil sektörünün önlenemeyen çöküşü hammadde üreticilerine ulaşan kamçının etkilerini derinleştirdi.
Bu sebeplerle birçok hammadde üreticisi bu dalgalanmalara kapasite kısıtlarından dolayı fiyat artırarak cevap verdi ve hammadde fiyatları daha önce görülmemiş seviyelere ulaştı. Buna navlun bedellerinin 3 katına çıkması da eklendi. Tedarik zincirinin en başında meydana gelen bu problemlerle boğuşan üreticiler 23 Mart tarihinde bir sürprizle daha karşılaştılar.
SÜVEYŞ KANALI KRİZİ
Süveyş Kanalı, küresel nakliyatın yaklaşık %12’sinin üzerinden geçtiği bir ticaret rotası. Ümit Burnu’nu dolaşma alternatifine göre Uzakdoğu – Avrupa arasındaki taşıma süre ve maliyetini yaklaşık yarı yarıya azaltan bir geçit olmasıyla büyük bir öneme sahip.
23 Mart tarihinde 275 metre genişliğindeki bu kanala sıkışan bir gemi bu önemli rota üzerinde bir tıkanıklığa yol açtı. 400 metre uzunluğunda ve 200 bin tonluk bir kapasiteye sahip Ever Given isimli bu yük gemisinin karaya oturması sonucu deniz trafiği günlerce aksadı. Süveyş Kanalı’ndan geçmek için bekleyen gemilerden birkaçı kurtarma çalışmalarının sonuçlanmasını beklemeden Ümit Burnu’nu dolanmayı seçerken diğerleri kanal girişinde beklemeyi tercih etti.
Tüm bu gelişmeler öncesinde odaklarında talep dalgalanmalarının etkilerinin azaltılması ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi gibi konular olan şirketlerin 2020 ve 2021de yaşanan bu gelişmeler neticesinde yaygın küreselleşmenin (extensive globalization) tedarik zincirinde yarattığı kırılganlıklar ile de mücadele etme yolları geliştirmeleri bir zorunluluk haline geldi.
RİSKLER KARŞISINDA TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİM MODELLERİ
Yönetim bilimciler, talep dalgalanmalarının etkisindeki büyümeyi tedarik zinciri boyunca azaltabilmek için yıllar içerisinde birçok araç ve model geliştirdiler.
- Tam zamanında (JIT) yönetim adımlarının tüm tedarikçilere de uygulanması,
- Malzeme ihtiyaç planlama (MRP) ve Dağıtım kaynakları planlaması (DRP) yöntemlerinin birleşimini tam zamanlı talep yönetimli bir şekilde birleştiren talep odaklı malzeme ihtiyaç planlama (DDMRP) gibi MRP’nin netleme modelinin eksikliğini kapatmaya çalışan yeni modeller,
- EDI teknolojisinin yaygınlaşması ile tedarik zinciri boyunca veri paylaşımının artırılması sonucu ortaya çıkarılabilen tedarikçi tarafından yönetilen stok modeli (VMI) ya da daha stratejik düzeyde bir işbirliği gerektiren Ortaklaşa planlama, öngörü ve yenileme (CPFR) araçları bunlardan birkaç örnek olarak gösterilebilir.
Bilgi yönetimi teknikleri ile desteklenen ve yukarıda saydığımız yöntemleri kullanan şirketler talep dalgalanmasının doğurduğu riskleri en aza indirebilirken önümüzdeki dönemde yerel tedarikçi alternatiflerinin değerlerinin artması, malzeme fiyat dalgalanmalarını öngörebilmek için aynı malzemeyi kullanan diğer sektörlerin de yakın takip edilmesi, tedarikçi alternatiflerinin çoklanması gibi çalışmalar birçok şirketin gündeminde yerini alacak gibi gözüküyor. Küresel ticarette savaşılması gereken cephe sayısı artarken, şirketlerde bilgi ve teknoloji temelli yeni iş ve planlama modelleri geliştirmek kaçınılmaz hale geliyor.
Mertcan ASDEMİR
PKF İstanbul Yönetim Danışmanlığı, Yönetici Ortak